Nur-u fikir, ziya-yı kalb ile ışıklanıp mezcolmazsa, zulmettir, zulüm fışkırır.
Mektubat – 471
İlimde iz’an-ı kalb olmazsa, cehildir. İltizam başka, itikad başkadır.
Mektubat – 471
Nurun libasını giymiş bir zulmet-i müzevver.
Gözünde bir nehar var, lâkin ebyaz ve muzlim. İçinde bir sevad var ki, bir leyl-i münevver. O içinde bulunmazsa, o şahm-pare göz olmaz; sen de birşey göremez. Basiretsiz basar da para etmez.
Ger fikret-i beyzada süveyda-i kalb olmazsa, halita-i dimağî ilim ve basiret olmaz. Kalbsiz akıl olamaz.
Sözler – 705
Evet Onun marifeti olmazsa, ulûm evhama tahavvül eder. Hikmetler illet ve belalara tebeddül eder. Vücud ademe inkılab eder. Hayat ölüme ve nurlar zulmetlere ve lezaiz günahlara tahavvül eder.
Mesnevi-i Nuriye – 110
Kur’anın nurundan zulmet nasıl geliyor?” diye sorduğu bu üç sual, şu cümle ile cevablandırılmıştır ki: “Onlar, fâsıklardır. Dalalete atılmaları, fısklarının cezasıdır. Fısk sebebiyle, fâsıklar hakkında nur nâra, ziya zulmete inkılab eder.” Evet şemsin ziyasıyla, pis maddeler taaffün eder, kokar, berbad olur.
İşarat-ül İ’caz – 165
O hakaik-i Kur’aniye nurdur, ziyadır. Tasannu, temelluk, tezellül zulmetleriyle birleşemiyor. Onun için bu nurların hakikatlarının meali, benden uzaklaşıyor tarzında bulunarak, bana yabanî görünüyor, yabanî kalıyordu.
Lemalar – 44