Demek şu meşhud saltanat-ı insaniyet ve terakkiyat-ı beşeriye ve kemalât-ı medeniyet; celb ile değil, galebe ile değil, cidal ile değil, belki ona onun za’fı için teshir edilmiş, onun aczi için ona muavenet edilmiş, onun fakrı için ona ihsan edilmiş, onun cehli için ona ilham edilmiş, onun ihtiyacı için ona ikram edilmiş. Ve o saltanatın sebebi, kuvvet ve iktidar-ı ilmî değil, belki şefkat ve re’fet-i Rabbaniye ve rahmet ve hikmet-i İlahiyedir ki; eşyayı ona teshir etmiştir. Evet, bir gözsüz akrep ve ayaksız bir yılan gibi haşerata mağlub olan insana, bir küçük kurttan ipeği giydiren ve zehirli bir böcekten balı yediren; onun iktidarı değil, belki onun za’fının semeresi olan teshir-i Rabbanî ve ikram-ı Rahmanîdir.
Sözler – 327
saltanat-ı insaniyet
ve terakkiyat-ı beşeriye ve kemalât-ı medeniyet |
celb ile değil,
galebe ile değil, cidal ile değil, |
za’fı için | teshir edilmiş |
aczi için | muavenet edilmiş, | ||
fakrı için | ihsan edilmiş | ||
cehli için | ilham edilmiş | ||
ihtiyacı için | ikram edilmiş |
Ey insan! Madem hakikat böyledir; gururu ve enaniyeti bırak. Uluhiyetin dergâhında acz u za’fını, istimdad lisanıyla; fakr u hacatını, tazarru’ ve dua lisanıyla ilân et ve abd olduğunu göster.
Sözler – 328
acz u za’fını : | istimdad lisanıyla |
fakr u hacatını : | tazarru’ ve dua lisanıyla |
“Evet, evet. Acz ve tevekkülle, fakr ve iltica ile nurkapısı açılır, zulmetler dağılır. Mektubat | Altıncı Mektup
Nübüvvet ise: Gaye-i insaniyet ve vazife-i beşeriyet, ahlâk-ı İlahiye ile ve secaya-yı hasene ile tahalluk etmekle beraber, aczini bilip kudret-i İlahiyeye iltica, za’fını görüp kuvvet-i İlahiyeye istinad, fakrını görüp rahmet-i İlahiyeye itimad, ihtiyacını görüp gına-i İlahiyeden istimdad, kusurunu görüp afv-ı İlahîye istiğfar, naksını görüp kemal-i İlahîye tesbihhan olmaktır diye, ubudiyetkârane hükmetmişler.
Sözler ( 540 )
aczini | bilip | kudret-i İlahiyeye | iltica |
za’fını | görüp | kuvvet-i İlahiyeye | istinad |
fakrını | görüp | rahmet-i İlahiyeye | itimad |
ihtiyacını | görüp | gına-i İlahiyeden | istimdad |
kusurunu | görüp | afv-ı İlahîye | istiğfar |
naksını | görüp | kemal-i İlahîye | tesbihhan |