- her durduğun basamağı terkederek hiçliğe doğru ilerliyorsun : basamaklar ilimdir, bulunduğun basamağı terketmek demek olan bir sonraki basamağa çıkmak ise yeni ilimdir.
- sen kat kat elbiselerle giydirilmişsin : elbiseleri çıkara çıkara, soyuna soyuna nihayet hiçliğe …
- hiç ender hiç : su idik, enaniyet ile buz olduk, onu eritip tekrar su olmalıyız. su (hiçlik), buzu suya attık (hiç ender), buz eridi (hiç ender hiç)
————– 26,
- gıpta, hased, kıskançlık bir sebep değil sonuçtur. yol değil menzildir. müzahame, münakaşa, münazara, müsabaka ise sebep ve yoldur : hased ve kıskançlık kuyusuna düşüren tuzak.
- nasıl ki Cenab-ı hAk mahlukatıyla bize kendini tanıttırıyor, bildiriyor. insanın kendi haletleriyle ve başkalarının haletleriyle ; kendi istidatlarıyla ve başkalarının istidatlarıyla da kendisini bize bildiriyor, tanıttırıyor. insanların istidat ve kabiliyetlerine bu nokta-i nazardan bakmamız gerekiyor. ve tabi başta kendi kabiliyetlerimize. Cenab-ı Hak benimle ve başkalarıyla kendisini bana tanıttırıyor.
- İMAN ZİYASI hem NURDUR hem KUVVETTİR.
ZİYA = NUR ve KUVVET
ATEŞ = IŞIK ve ISI, ışık aydınlatır, ısı yakar, temizler. nur-u iman aydınlatır, kuvvet-i iman yakar, olgunlaştırır, temizler.
- nereden geldim (evvel) – nereye gidiyorum (ahir) – burası neresi (zahir) – ben kimim (batın)
- bir şey’e ait ameller o şeyin cinsindendir. yani ahirete ait işler dünya cinsinden değildir. (L.157)