logo

Category : risale-i nurdan araştırmalar

07 Şub 2017

sebepler niçin var?

madem Allah’ın icraatında şeriki yoktur, öyleyse sebepler niçin var ? Onlar, ancak o kudretten gelen hakikî tesirleri ilân ve neşretmekle muvazzaftırlar. Demek daire-i esbab, hükûmetin kalem dairesi hükmündedir ki, yukarıdan gelen emirlerin tebligatı o daireden yapılıyor. izzet ve azamet perdeyi iktiza eder; o memurların vazifesi dellâllıktır ki, kudretin icraatını ilân ediyorlar. o memurlar, nâzır müşahidlerdir ki, gördükleri evamir-i tekviniyeye karşı yaptıkları itaat ve inkıyad ile istidadlarına göre bir nevi ibadet yapmış olurlar. zahiren merhametsiz görünen ve rahmetin kemaline münasib düşmeyen bazı […]

14 Nis 2016

Şirk ve dalaletin ve fısk ve sefahetin yolu

Şirk ve dalaletin ve fısk ve sefahetin yolu, insanı nihayet derecede sukut ettiriyor. Hadsiz elemler içinde nihayetsiz ağır bir yükü zaîf ve âciz beline yükletir. Çünki insan, Cenab-ı Hakk’ı tanımazsa ve Ona tevekkül etmezse, o vakit insan, gayet derecede âciz ve zaîf, nihayet derecede muhtaç, fakir, hadsiz musibetlere maruz, elemli, kederli bir fâni hayvan hükmünde olup, bütün sevdiği ve alâka peyda ettiği bütün eşyadan mütemadiyen firak elemini çeke çeke, nihayette, bâki kalan bütün ahbabını bir firak-ı elîm içinde bırakıp, kabrin […]

27 Şub 2016

şükür ve hamd

   Mevcudatın en müntehabı ve en muhtacı ve en nazenini ve en müştakı olan hakikî insanların münacatlarına ve şükürlerine fiilen mukabele ettiği gibi, kelâmıyla da mukabele etmek, hâlıkıyetin şe’nidir. Şualar – 124 şükre mukabele etmek var. oysa biz nimete şükür ile mukabele ediyoruz. Cenab-ı hak da tekrar şükre mukabele ediyor. şükür ile hamd arasındaki farklardan biri de bu olabilir. şükre mukabele etmek var ama Hamd sırf O’nun için midir ? mukabelesiz midir ? ve bu kısım geçtiği yer ve makam […]

26 Şub 2016
26 Şub 2016

nefs ruh kalb akıl

nefislerini ve ruhlarını ve kalblerini ve akıllarını terbiye ve tezkiye ve tasfiye ve talim eden Asa-yı Musa – 58

26 Şub 2016
26 Şub 2016

Lema sua ziya şule

içindeki cüz’î bir lem’a dahi söner, kaybolur. Âdeta başaşağı olup elmastan şişeye döner. Şualar – 9 Lem’a , elmasın içinde parlayan

26 Şub 2016

kitab mektub

Ve kâinat baştan başa gayet manidar bir kitab-ı Samedanî ve mevcudat ferşten arşa kadar gayet mu’cizane bir mecmua-i mektubat-ı Sübhaniye ve mahlukatın bütün taifeleri, gayet muntazam ve muhteşem bir ordu-yu Rabbanî ve masnuatın bütün kabîleleri mikroptan, karıncadan tâ gergedana, tâ kartallara, tâ seyyarata kadar Sultan-ı Ezelî’nin gayet vazifeperver memurları olduğu bilinmesi ve herşey, âyinedarlık ve intisab cihetiyle binler derece kıymet-i şahsiyesinden daha yüksek kıymet almaları ve “Seyl-i mevcudat ve kafile-i mahlukat nereden geliyor ve nereye gidecek ve ne için gelmişler […]

26 Şub 2016

mezc ihtilat müşevveş intac ihtiva derc deruhte, halita, mecmuu

HALİTA Bu kaide arş ile kevn hakkında da tatbik edilir. Şöyle ki: Arş; Zahir, Bâtın, Evvel, Âhir isimlerinin halita ve karışığıdır. Bu halitada dâhil olan İsm-i Zahir itibariyle arş, mülk; kevn, melekût olur. İsm-i Bâtın itibariyle arş, melekût; kevn, mülk olur. Demek arşa ism-i Zahir nazarı ile bakılırsa; kendisi zarf, kevn de mazruf olur. İsm-i Bâtın gözü ile bakılırsa; kendisi mazruf, kevn zarf olur. Mesnevi-i Nuriye – 106

26 Şub 2016

fıtrat hilkat hayat

fıtrata doğru gitmek hiçliğine doğru gitmek gibi olsa gerek ki Üstad “vazife”yi  vazife-i fıtratım diyerek “fıtrat” ile birlikte ifade etmiş. yani “vazife” şuuru da beni enaniyet perdesinden kurtarıyor, fıtrattan, hilkate, hayata gittikçe ücret ve vesileler artıyor. tesbih ve takdis ve hamd ve şükür ve tekbir ve ta’zim ve tevhid ve tehlil gibi fıtrat vazifeleri ve hilkat gayeleri ve hayat neticeleri ne olduğunu bildim. ~RN-Şualar/73~ netice-i hayatım ve sebeb-i saadetim ve vazife-i fıtratım olan Resail-ün Nur  ~RN-Şualar/63~