فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَازٖينُهُ فَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازٖينُهُ فَاُولٰئِكَ الَّذٖينَ خَسِرُوا اَنْفُسَهُمْ فٖى جَهَنَّمَ خَالِدُونَ
Artık kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyana uğratanların ta kendileridir. Onlar cehennemde ebedî kalacaklardır.
Kurandan araştırmama göre ölçüye alınan tartılan şey hep iyilikler, sevaplar. hiç demiyor ki “kötülüğü ağır gelen …” hatta Karia süresinde ne iyilik ne de kötülük zikredip “kimin tartısı ağır gelirse” anlamında ayet geçiyor ve ardındaki ayette o tartısı ağır gelen için “O artık hoşnud bir hayattadır” diye belirtiliyor. günahların, kötülüklerin tartılması söz konusu bile değil … yada günahı sevabından fazla gelir diye bir mana yok …
yine Cenab-ı Hak rahmetinden adeta bardağın dolu tarafı görülmeye çalışılıyormuşçasına günahları nazara vermiyor
belki de o günahların varlık adına bir şey ifade etmediği, var olan ve tartılabilecek bir şey varsa o da hasenat olduğu ifade ediliyor
biz de insanları ölçerken “ne kadar günah işlemiş” olarak değil “ne kadar hayır işlemiş” nazarıyla bakmalıyız
fakat tartının hafif gelmesi durumu da var ki insan ahiret için azığını hazırlamalı, bu dünyada hayır adına kazandıklarını kinle hasetle boşaltıp tartısı hafif gelenlerden olmak tehlikesi var, Allah muhafaza boş gelmek tehlikesi var …
buradan da Kuranın ümitle korku arasında bırakarak ne ümitsizliğe ne de gevşekliğe yer verdiğini görüyoruz.
ﻻَﻳُﺤِﺐُّ ﺍﻟﻠَّﻪُ ﺍﻟْﺠَﻬْﺮَ ﺑِﺎﻟﺴُّٓﻮﺀِ ﻣِﻦَ ﺍﻟْﻘَﻮْﻝِ ﺍِﻻَّ ﻣَﻦْ ﻇُﻠِﻢَ ﻭَﻛَﺎﻥَ ﺍﻟﻠَّﻪ ُﺳَﻤِﻴﻌًﺎ ﻋَﻠِﻴﻤًﺎ﴿١٤٨﴾
4.148 – Allah fena sözün açıklanmasını sevmez, mazlûm olan başka, Allah semî’, basîrdir.
Bu ayetin sebebi nüzulünde deniliyor ki, bir gün Peygamberin hu-zurunda bir adam Hz. Ebu Bekir’in yüzüne karşı küfretmiş, o da birkaç kere sustuktan sonra sonuçta karşılık vermişti. Karşılık verince Peygamberimiz meclisten kalkıverdi. Hz. Ebu Bekir: “O bana söverken oturuyordunuz, ben karşılık verince kalktınız” dedi. Resulullah da: “Bir melek senin tarafından cevap veriyordu, sen karşılık verince o melek gitti, şeytan geldi, şeytan gelince ben de oturmadım” buyurdu ve bunun üzerine bu ayet nazil oldu.
ﺍِﻥْ ﺗُﺒْﺪُﻭﺍ ﺧَﻴْﺮًﺍ ﺍَﻭْ ﺗُﺨْﻔُﻮﻩُ ﺍَﻭْ ﺗَﻌْﻔُﻮﺍ ﻋَﻦْ ﺳُٓﻮﺀٍ
ﻓَﺎِﻥَّ ﺍﻟﻠَّﻪَ ﻛَﺎﻥَ ﻋَﻔُﻮًّﺍ ﻗَﺪِﻳﺮًﺍ﴿١٤٩﴾
4.149 – Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz yâhud bir kötülüğü afvederseniz şübhe yok ki Allah Afûv ve Kadir’dir.